| Türkçe | İngilizce | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | doğrudan satış | direct sale i. | ||
|
Direct sales and network marketing are all about personal relationships. Doğrudan satış ve ağ pazarlamada mesele tamamen kişisel ilişkilerdir. More Sentences |
||||
| Trade/Economic | ||||
| Ticaret/Ekonomi | doğrudan satış | direct sale i. | ||
|
Direct sales and network marketing are all about personal relationships. Doğrudan satış ve ağ pazarlama tamamen kişisel ilişkilerle ilgilidir. More Sentences |
||||
| Ticaret/Ekonomi | doğrudan satış | direct selling i. | ||
| Ticaret/Ekonomi | doğrudan satış | direct sales i. | ||
| Türkçe | İngilizce | |
|---|---|---|
| Phrasals | ||
| Öbek Fiiller | doğrudan tüketiciye satış yapmak | retail to (someone or something) f. |
| Trade/Economic | ||
| Ticaret/Ekonomi | doğrudan doğruya satış | direct selling i. |
| Ticaret/Ekonomi | doğrudan satış örgütü | direct sales organization i. |
| Ticaret/Ekonomi | doğrudan tek seferde satış | outright sale i. |
| Ticaret/Ekonomi | doğrudan perakendeciye (satış) | direct-to-retail s. |
| Ticaret/Ekonomi | bağımsız üretim ve doğrudan satış ile öne çıkan | precapitalistic s. |
